image.jpg

Derginin Adı: RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi
Cilt: 2015/2
Sayı: 2
Makale Başlık: 16. YY. KLASİK TÜRK ŞİİRİNDEN İLGİNÇ BİR ŞAİR GARÂMÎ VE DÎVÂN’INDA CİNAS SANATININ KULLANILIŞI
Makale Alternatif Dilde Başlık: GARAMI: AN EXTRAORDINARY POET FROM CLASSICAL TURKISH POETRY IN THE 16th CENTURY AND THE USE OF PUNS IN HIS DIVAN
Makale Eklenme Tarihi: 17.04.2016
Okunma Sayısı: 1
Makale Özeti: Cinas, ses tekrarına ve benzeşmesine dayalı bir söz sanatıdır. Cinaslı lafızların harflerin sayısı, cinsi, harekesi ve sırası bakımlarından mümkün olan en üst düzeyde benzeşmesi esastır. Cinasta her ne kadar anlamdan ziyade lafızların ses değeri önemli gibi görünse de lafızların farklı anlamları çağrıştırması okuyucuda estetik bir zevk uyandırır ve onun hayal dünyasını zenginleştirir. Edebiyatımızda cinaslı şiirler denilince akla ilk olarak cinaslı maniler gelir. Onu, bütün örnekleri cinaslı olmasa da manilerin divan şiirindeki şekli diyebileceğimiz tuyuğlar takip eder. Nazım şekli sınırlaması olmaksızın şairler cinas sanatını her yerde kullanmışlardır. Ancak ses benzerliğinin mısra sonundaki şekli olan kafiye, cinasla birleşince şairler için ikinci bir ses oyunu alanı açılmış olur. Edebiyat tarihimizde Üsküplü Atâ’nın Tuhfetü’l-Uşşâk mesnevisi bütünüyle cinaslı kafiyeler üzerine kurulmuş, Halepli Edîb’in Dîvân’ı baştan sona cinaslarla süslenmiştir. Cinası şiirlerinde başarılı bir biçimde kullanan şairlerden biri de Garâmîdir. Hem hayatı hem de şiirleri bakımından ilginç bir şahsiyete sahip olan Garâmî, pek çok gazelinin matla beyitlerinde kafiyeyi cinasla kurmuştur. Mısra yahut beyit içlerinde de cinası kullanmış olan şairin cinası daha ziyade kafiyede tercih ettiği görülmektedir. Öyle ki dört gazelini bütünüyle cinaslı lafızlarla kafiyelendirmiş ve onları gazel-i tecnis hâline getirmiştir. Kafiyeli ve cinaslı bu kelimeler mürekkeb cinas biçiminde nemekîn, boyunda, nemedine, âyine lafızlarıdır. Hem bu gazellerde hem öteki beyitlerde şairin tam cinas çeşitlerinden mürekkeb cinası tercih ettiği görülmektedir.
Alternatif Dilde Özet: Pun is a figure of speech which is based on the similarity and repetition of sounds. It is essential that the words containing pun should have a maximum similarity in terms of the number, type, sound and order of the letters. Although the phonic value of words seems to be more important than their meanings, different connotations of words give literary pleasure to people, and also, enrich their imagination. When poems with puns in Turkish literature are mentioned, Manis with puns come to mind first. Then, tuyugs which are the embodiments of Turkish poems in the Divan literature comes to mind although not all examples of them contain puns. The poets used the pun in each place without considering the types of versification. However, when the rhyme which means similarity at the end of verses combined with the pun, a new phonic wordplay appeared. In Classical Turkish Poetry, Tuhfetü’l-Uşşâk, the mathnavi of Ata of Uskup contains rhymes with puns, and Divan of Edib from Halep is entirely adorned with puns. One of the poets who successfully used puns in his poems is Garami. Garami, who had an interesting life and interesting poems, created the rhyme with puns in most of the first couplets of his ghazels. As well as using puns in the verses or couplets, he rather preferred them at the end of the couplets in the rhymes. In fact, he could write the rhymes of his four ghazels with puns and made them entirely gazel-i tecnis which means ghazel with rhymes containing puns. Those words with puns in the four ghazels are nemekin, boyunda, nemedine, and ayine. It is observed that Garami preferred combined puns among the full puns both in these ghazels and in the other couplets.

PDF Formatında İndir

Download PDF