Makale Özeti:
|
Kızıl Deniz ve Akdeniz’e komşu olan Memlûk Devleti aynı zamanda
Uzak Doğu ile Avrupa arasında uzanan ticaret güzergâhı üzerinde kilit
konumda bulunmaktaydı. Sahip oldukları bu konum, Memlûkler için bir
yandan avantajken öte yandan değişik siyasi güçlerin hedefi olabilmesi sonucunu
da doğuruyordu. Bu yüzden Memlûkler, karada ve denizde sağlam durmak
durumundaydılar. 1250 ila 1517 arasında Mısır ve Suriye başta olmak
üzere varlık gösteren Memlûkler için Doğu Akdeniz, Anadolu’daki güçler ve
Avrupalılarla kurulan siyasi ve ticari münasebetlerin mühim bir havzasıdır.
Memlûklerin Doğu Akdeniz politikasının, ülke topraklarını genişletmekten çok,
bu toprakların müdaafası amacına münhasır olduğunu söyleyebiliriz. Bu durum
15. asırda değişiklik gösterir. Bu yüzyılda Alâiye’nin satın alınması, Kıbrıs
ve Rodos Seferleri, Memlûkler için önceki asırların tersine Doğu Akdeniz’de muharip
olunan yıllardır. Bununla beraber söz konusu muharip tavır, aynı asrın
sonlarından devletin yıkılışına kadar yine etkisini yitirir. Makalemizde bu çer-
çevede, Memlûklerin Doğu Akdeniz politikası; Haçlılar, Anadolu Beylikleri,
Kıbrıs ve Avrupalılar ile münasebetleri ele alınacaktır.
|