image.jpg

Derginin Adı: Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Cilt: 2011/9
Sayı: 9
Makale Başlık: ÖYKÜNME VE TAKLİT: RUSHDIE VE KUREISHI'DE MELEZ KİMLİKLERİ
Makale Alternatif Dilde Başlık: MIMICRY AND IMITATION: HYBRID IDENTITIES IN RUSHDIE AND KUREISHI
Makale Eklenme Tarihi: 31.10.2014
Okunma Sayısı: 9
Makale Özeti: 1950’lerden sonra, sömürgeciliğin sona ermeye başlamasıyla yeni göç biçimleri ortaya çıktı. Bu göçler ya bağımsızlığını yeni kazanan sömürgelerden imparatorluk merkezine ya da imparatorluk merkezinden bağımsızlığını yeni kazanan sömürgelere doğru gerçekleşmiştir. Yoğun kültürel etkileşime neden olan bu nüfus akımları, hem sömürgeci hem de sömürge kültürlerinin kimlik oluşturmak amacıyla ciddi bir diyalog içine girdiği kültürel aradalık mekânları yaratmıştır. Bu mekânlar melez kimlik oluşumu için gereken önemli öğeleri (geçmiş/şimdiki zaman, gelenek/modernite, yerelleşme/küreselleşme) bir araya getirir. Aradalık mekânlarında, kimliğin melezleşmesi öykünme ve taklit yoluyla gerçekleşir; sömürgeleştirilmiş sömürgeciyi kendine model olarak alır ve onun gibi olmaya öykünür. Ancak sömürgeleştirilmiş olan uluslar yerel kültürlerini aşmak zorundadırlar ancak bunu hiçbir zaman başaramazlar. Öte yandan öykünme ve taklit sırasında sömürgeci nesneleştirilir ve bu yüzden öznenin konumu tehdit altına girer. Öykünme ve taklidin bu yönü öznenin daha önceki yerleşik kalıplarının düzenini bozar ve kimliğin melezleşmesi adına muğlâk bir aradalık mekânı yaratır. Bu çalışma Salman Rushdie’nin Geceyarısı Çocukları ve Hanif Kureishi’nin Varoşların Budası adlı kitaplarındaki başkahramanların öykünme ve taklit yoluyla melez bir kimlik elde etme mücadelelerini yansıtan aradalık
Alternatif Dilde Özet: After 1950s, with the beginning of decolonization, new forms of migrations have emerged. These occurred either from the newly liberated colonies to the imperial centre or from the imperial centre to the newly liberated colonies. Causing a high degree of cultural interaction and clash, these population flows have created in-between spaces in which both the colonizer and the colonized enter into a serious dialogue for identity formation. The in-between space brings together crucial elements for the formation of the hybrid identity (past/present, tradition/modernity, localisation/globalisation). In the in-between space, hybridisation of the identity finds its medium in mimicry and imitation; the colonized takes the colonizer as his model and aspires to be like him. However, the colonized has to surpass his indigenous culture (although he cannot). On the other hand, in mimicry and imitation the colonizer is objectified and hence his subject position is threatened. This aspect of mimicry and imitation disturbs the previous fixities of the subject and creates an ambiguous in-between space for hybridisation of the identity. This study aims to analyse the in-between spaces in Salman Rushdie’s The Midnight’s Children and Hanif Kureishi’s The Buddha of Suburbia in which the protagonists of the novels reflect the struggle for acquiring a hybrid identity through mimicry and imitation

PDF Formatında İndir

Download PDF