image.jpg

Derginin Adı: Spiritual Psychology and Counseling
Cilt: 2016/1
Sayı: 1
Makale Başlık: Legacy of an Anatolian Sufi from a Psychological Perspective: Case of Yunus Emre
Makale Alternatif Dilde Başlık: Psikolojik bir Bakış Açısından Anadolulu bir Sufi’nin Mirası: Yunus Emre Örneği
Makale Eklenme Tarihi: 16.04.2016
Okunma Sayısı: 1
Makale Özeti: The Sufi perspective exhibited by Yunus Emre has provided an ontological comprehension that explains the meaning of existence and life. The origin of “self” or “ego” is based on the Soul that is Truth (Hakk) within this ontological understanding grounded in Oneness. It gives endless meaning to people as it refers to the value of humans not in terms of their individual attributes but their divine side. The only possible way to transition from the illusory formed self to the real self, the Soul, is through the love of Truth and with a mentor or guide that has experienced this love of Truth. The relationship that is established with the mentor or guide heals relational problems and has a nature that also frees humans from their biological, relational, societal, and psychological boundaries. One’s moral sentiment based on their perception of life is oriented to purify the negative attributes that sustain the illusory self to gain virtues that will allow one to experience the real self. Yunus has indicated an understanding of existence, meaning of life, and a remedial, liberating model of relating as well as an ethical approach towards humanity in this era of narcissism.
Alternatif Dilde Özet: Yunus Emre’nin ortaya koyduğu tasavvufi anlayış, varlığı ve yaşamı anlamlandıran ontolojik bir bakış açısı sunmaktadır. Tekliğe dayanan bu ontolojik bakışta benliğin aslı bu varlığı meydana getiren asıl Can olan Hakka dayandırılmaktadır. İnsanın değerini kişiselliğine değil tinsel, tümel yönüne bağladığı için insana sonsuz bir değer verir. Aslında bir yanılsama olan benliğinden soyunup bu tümel kişiliğine geçişi ancak hakikat aşkıyla ve bu aşkın yaşandığı mahal olan bir yetiştirici ile mümkün olur. Bu yetiştirici ile kurduğu ilişki hem eski ilişkisel zorlukları sağaltıcıdır hem de bunun ötesinde insanı bağlayan biyolojik, ilişkisel, sosyal ve psikolojik tüm bağ- larından özgürleştirici niteliktedir. Onun hayatı algılayışından kaynaklanan ahlak anlayışı ise kişinin aslında bir yanılsama olan benliğini ayakta tutan olumsuz özellikleri arındırmaya ve ona özünü yaşatacak erdemleri kazandırmaya yöneliktir. Bu haliyle narsisisizm çağındaki insana hem bir varlık algısı, hem bir hayat anlamı, hem iyileştirici ve özgürleştirici bir ilişki modeli hem de bir etik anlayışı göstermektedir

PDF Formatında İndir

Download PDF