Makale Özeti:
|
Karlofça Antlaşmasının diplomasi tarihinde değişik açılardan değerlendirilmesi mümkün. Karlofça sulh müzakereleri ve akabinde varılan muahede, sadece müzakerelere katılan ve antlaşmaya imza koyan taraflar açısından değil, en genelde, Avrupa-Osmanlı münasebetleri bakımından da mühimdir. Bir açıdan Karlofça antlaşması Avrupa diplomasisinde “Şark Meselesi” diye adlandırılan sürecin başlangıcı olarak görülebilir. Nasıl kı Şark meselesinin sonu Çanakkale Harbi ile gelmişse, başlangıcı da Karlofça Muahedesi ile tayin edilmiştir diyebiliriz. Her ne kadar, diplomasi tarihinde Şark meselesinin başlangıcı olarak genellikle 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması anılırsa da, Şark meselesinin doğuşuna giden gelişmeler çerçevesinde Karlofça’nın yeri yadsınamasa gerek. Doğru, Karlofça’nın ardından Küçük Kaynarca’dan sonraki gibi devamlı bir çöküş yoktur. Onsekizinci yüzyılın özellikle ilk yansında Osmanlı İmparatorluğu’nda bir toparlanma ve, hatta Avrupalı bazı devletlere karşı askeri alanda bile, yer yer kazanımlar vardır. Bu türden toparlanma ve kazanımları Küçük Kaynarca Antlaşmasından sonra göremiyoruz. Dolayısıyla bu noktadan bakınca, Karlofça Antlaşması Şark meselesinin ciddi başlangıcı olarak mütalaa edilmeyebilir.
|